IĞDIR İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

İstiklal Marşı´nın Kabulünün 96. Yılı Kutlandı

İstiklal Marşı´nın Kabulünün 96. Yılı Kutlandı                 Iğdır’da  12 Mart İstiklal Marşının Kabulünün 96. yılı düzenlenen törenle kutlandı.
İstiklal Marşı´nın Kabulünün 96. Yılı Kutlandı

İstiklal Marşı´nın Kabulünün 96. Yılı Kutlandı

                Iğdır’da  12 Mart İstiklal Marşının Kabulünün 96. yılı düzenlenen törenle kutlandı.
            İstiklal Marşının kabulünün 96. yılı ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü dolayısıyla Aras Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi  salonunda düzenlenen törene Iğdır valisi Ahmet Turgay Alpman, Cumhuriyet başsavcısı Sedat Turan Emniyet Müdürü Orhan Çevik,Jandarma Alay komutanı Kahraman Dikmen,Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt, Özel idare genel sekreteri Ferhat Akkuş,Orman müdürü Taner Tazegün,.daire müdürleri,okul müdürleri ve öğrenciler katıldı.

           İstiklal marşını en iyi şekilde okuyan öğrencilere ödüllerini veren Iğdır valisi Ahmet Turgay  Alpman’da , 12 Mart İstiklal Marşının kabulünün 96. yılında büyük şair Mehmet Akif Ersoy’u minnet ve rahmetle andıklarını söyledi.

            Alpman ,İstiklal marşını zor şatlarda yazıldığını belirterek Allah bir daha Türk milletine istiklal marşını yazdırmasın ”dedi.
  Düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlandı.
Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Milli eğitim Müdürü Hakan Cırıt, “Hemen hemen her milletin ve devletin bir marşı olmakla birlikte, bu marşların her birinin gerek ortaya çıktığı dönemin koşulları gerekse ifade ettiği mana itibariyle kendilerine has bazı hususiyetleri vardır. Bu açıdan bakıldığında İstiklal Marşımız, Bu hususiyetlerin bir sonucu olarak, ancak aziz milletimize mensubiyeti olan bireyler için bir anlam ifade etmekte;ruhlarda ve gönüllerde beklenen tesiri ortaya çıkarabilmektedir.Değerli Misafirler; İstiklal Marşımız, başkalarında var bizde de olsun diye veyahut günün bazı pratik ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla vücuda gelmiş değildir. İstiklal Marşımız, milletimizin 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı özel bir tarihi sürecin ve bu sürece bizzat tanıklık eden, milletin acılarıyla, ızdıraplarıyla ve sevinçleriyle hemhal olan bir şairin kaleminden tabii olarak ortaya çıkmıştır. İstiklal Marşı’mızın yaşanan bir tarihin ve doğal bir sürecin sonucunda ortaya çıktığını onu dinleyen milletimizin her ferdi, gönlünde ve zihninde  uyandırdığı duygu ve düşüncelerden anlayacaktır. “Mehmet Akif Ersoy ilk mısrayı yazdıran duyguyu Eşref Edip’e şöyle anlatmıştır; “Boş odaya girdiğimde benim bugünkü sıkışıklığımda bir Müslüman daha yaşadı mı diye düşündüm. Ülkenin her yanı düşmanla boğuşuyor diye düşünürken Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye yanında sadece Hz. Ebubekir ile Hicret’ini hatırladım. Ebu Cehil’in yanında binlerce insan vardı. Mağaraya sığındıklarında Ebubekir’in endişelendiğini fark edince ‘La Tahzen! İnnALLAHe-l meana! “Korkma Ya Ebubekir. Allah bizimledir.” deyişini hatırladığım zaman Peygamberimizin daha büyük bir zorlukta teslim olmayışı aklıma geldi ve böylece ilk mısrayı yazdım.” Diyerek Eşref Edip’e hatırasını nakletmiştir. İstiklal Marşımızın bir müsabakayla başlayan ve Büyük Millet Meclisi’nde kabulüyle sonuçlanan aşamalar bu açıdan bakıldığında fiili durumun resmileşmesi dışında bir anlam ifade etmez. Hepimiz biliyoruz ki, bu müsabaka daha açılırken böyle bir marşı ancak Mehmet Akif Ersoy’un yazabileceği bilinmektedir. Bir bakıma bütün bu resmi uygulamalar Mehmet Akif  Ersoy’un milletiyle birlikte yaşadığı tarihi bir süreç içerisinde zihninde ve gönlünde  olgunlaştırdığı dizelerin kağıt üzerine dökülmesine vesile teşkil etmiştir. Zaten kendisine  hasta yatağında İstiklal Marşı’yla ilgili bir soru yöneltildiğinde verdiği cevap bu açıdan  manidardır: “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!”

           Değerli Misafirler, bu söz tek başına, İstiklal Marşımızın daha önce ifade ettiğim dönemin pratik bazı ihtiyaçlara cevap vermek kaygısından değil, tarihi bir tecrübenin sonucunda ortaya çıktığını ne güzel ifade etmektedir. Büyük Şair çok iyi bilmektedir ki,kaleme aldığı marşın her kıtasında milletinin ayrı bir vasfı yer almakta ve her mısrasında yaşanan tarihi süreç ifade edilmektedir. Bu marşın tekrar yazılması demek, o tarihi tecrübelerin tekrar yaşanması, tarihin tekerrür etmesi demektir ki; bütün bu zor günleri  yaşayan ve milletine âşık olan bir şair için bu hiç de arzu edilecek bir temenni değildir.15 Temmuz’da yaşananlar da tarihin bir tekerrürü değil midir? Vatan millet bayrak ve  din hainlerinin organize ettiği ve milletimizin imanıyla durdurduğu bu ihanet bir kez daha göstermiş ki bu milletin bir istiklal marşı vardır. Bir daha da kimse bu millete istiklal marşı yazdırmayacaktır. Vatan hainlerine devletimiz ve milletimiz gereken cevabı bir kez daha vermiştir, Tıpkı Kut’ül Amarede ki gibi Çanakkale’de ki gibi Sakarya ve Dumlupınar’daki gibi…Mehmet Akifin, Selçuklu;dan aldığı Osmanlıdan aldığı, geniş İslam ve Osmanlı coğrafyasından derlediği medeniyet tasavvurunu kendi süzgecinden geçirdi. ve bu millete teslim etti. Değerli meslektaşlarım ve sevgili öğrenciler;Mehmet Akif kadar şair olmak yetmez, Mehmet Akif kadar da dindar olmanız gerekir. Sizler fikirde varsınız, düşüncede varsınız, ilimde varsınız, yüksek teknolojinin tesisinde olacaksınız. Bu yarışta hiç kimse size ulaşamayacak sizi yakalayamayacaklar. Sizler ;Oku! Seni yaradan Rabbi;nin adıyla oku emrine muhatap bir gençlik olarak okuyacak, geleceğe böyle yürüyeceksiniz. Akif;in çabaları da duaları da yerini bulacak. Bugün elinde sopa ile değil göğsünde iman, elinde bilgisayar ve Kur;an ile zihninde ilim ile hakkı söyleyen hakka çağıran bir gençlik var Akif;in Asım;da görmek istediklerini, kimliğine ve karakterine yansıtan gençlik işte bu gençliktir. Evet, Akif için milliyetçilik aynı medeniyetin mensubu olmak ve aynı istikamete bakıyor.olmaktan ibaretti. Mehmet Akif, kavmiyetçilikten, ırkçılıktan, tefrikadan o kadar uzaktaydı ki Şamın, Bağdat;ın, Filistin´in, Pakistan´ın, Balkanların, Hicaz´ın halklarıyla yüreği hep birlikte Atıyordu Mehmet Akif nereden seslenirse seslensin, O aynı coğrafyanın, aynı halkların hissiyatına tercüman olmuştur;İşte bizim en başta Akif ´in bu milliyetçilik tasavvurunu anlamamız ve her yerde anlatmamız gerekiyor.

             Değerli Misafirler; İstiklal Marşımızın on kıtası başlı başına milli ve tarihi bir manifestodur. Bu açıdan marşımızın muhtevasının anlamlandırılabilmesi, onu doğuran tarihi koşulların iyi bilinmesiyle mümkün olacaktır. Milli marşımız, dün ve bugün arasında tarihi bir köprü vazifesi görmektedir.Bir milletin yeniden diriliş destanının şairi olan Merhum Mehmet Akif, İstiklal Marşını, “artık milletindir” diyerek Safahat’ına almamıştır. Ayrıca, bu marşı yazmasına karşılık verilen ödülü ihtiyacı olmasına rağmen bir hayır kurumuna bağışlamıştır. Yine hepimiz biliyoruz ki, Ankara’nın soğuk günlerinde sırtındaki paltoyu çıkarıp cephedeki Mehmetçiğe göndermek gibi büyük bir fedakârlığı ve âlicenaplığı göstermiştir. Nasıl ki, kaleme aldığı milli marşımızın her satırında bu milletin bireylerinin alması gereken dersler var ise, Büyük Şair’in hayatının her safhasında, yazdıklarının her satırında bizim için alınması gereken dersler; okunması gereken ibretlik tablolar vardır.Değerli Misafirler; Milli şairimizin hayat hikayesi okunduğunda, karşımıza, milletinin en zor günlerine tanıklık etmiş; milletini içine düştüğü badirelerden kurtarmak için çırpınan,onun dertleriyle dertlenen ve bu uğurda varını yoğunu ortaya koyan; bütün bu yaşananları en güzel şekilde ifade edebilen sağlam karakterli, imanlı ve kamil bir insan karşımıza çıkacaktır.Bugün bizlere düşen, Milli Şair’in hayatından dersler çıkarmak, milli marşımızın muhteva ve manasını en güzel şekilde idrak etmek ve milli marşımızı milletin milli birlik ve beraberliğinin bir sembolü olarak her zaman muhafaza etmektir.Sevgili gençler, İstiklâl Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir,İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize , bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır.Bağımsızlığımıza sahip çıkmak ise, onurumuza şerefimize sahip çıkmaktır.İstiklâl marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan; bayrak törenlerine karşı her zamankinden daha duyarlı olmak, bağımsızlık sevdası ile bu toprağa düşmüş şehitlerimize karşı boynumuzun borcu olmalıdır.Sözlerime Mehmet Akif’in Bu dizeleriyle son verirken İstiklal Harbimizin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’u,ve bu vatan uğrunda toprağa düşmüş bütün aziz şehitlerimizi, 15 Temmuz Şehitlerimizi saygı,minnet ve rahmetle anıyorum…”dedi

 

                        Mehmet Akif Ersoy’un hayatını anlatan slayt gösterisinin ardından, öğrencilerin hazırladığı gösterisi ve oratoryo gösterisi sahnelendi. Öğrenciler tarafından okunan şiirlerin ardından, en güzel İstiklal Marşı okuyan  dereceye giren öğrencilere ödüllerin verilmesinin ardından program sona erdi.

13-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-201713-03-2017

Emek Mah. Bahçeli cad. No 3 - 0476 280 76 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.