IĞDIR İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULU IĞDIR’DA COŞKUYLA KUTLANDI

İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULU IĞDIR’DA COŞKUYLA KUTLANDI              İstiklal Marşı’nın kabulünün 95’inci yıldönümü  Iğdır’da  coşkuyla kutlandı.
İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULU IĞDIR’DA COŞKUYLA KUTLANDI

İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULU IĞDIR’DA COŞKUYLA KUTLANDI

             İstiklal Marşı’nın kabulünün 95’inci yıldönümü  Iğdır’da  coşkuyla kutlandı.
              Iğdır Kültür Merkezinde , İMKB Anadolu Lisesi  tarafından hazırlanan program büyük ilgi görürken programın sonunda öğrenciler tarafından seslendirilen İstiklal Marşı ayakta alkışlandı.
           Iğdır Vali vekili Bilgehan Karanfil’in de katıldığı törene, 5.Hudut Alay Komutanı Ekrem Küçükberber, Cumhuriyet başsavcısı  Hacı Mustafa Yılmaz,Ağır ceza reisi Mustafa Güneş,Emniyet  Müdürü Yüksel Babal,,Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt,Özel İdare Genel Sekreteri Ferhat Akkuş,Gençlik spor müdürü Kasım Aydoğdu,Şube müdürü Mehmet Tüzen kamu ve kurum amirleri, okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
             Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, günün anlam ve önemine Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt anlattı.Hakan Cırıt konuşmasında şunları söyledi:” Hemen hemen her milletin ve devletin bir marşı olmakla birlikte, bu marşların her birinin gerek ortaya çıktığı dönemin koşulları gerekse ifade ettiği mana itibariyle kendilerine has bazı hususiyetleri vardır. Bu açıdan bakıldığında İstiklal Marşımız, Bu hususiyetlerin bir sonucu olarak, ancak aziz milletimize mensubiyeti olan bireyler için bir anlam ifade etmekte; ruhlarda ve gönüllerde beklenen tesiri ortaya çıkarabilmektedir. Değerli Misafirler; İstiklal Marşımız, başkalarında var bizde de olsun diye veyahut günün bazı pratik ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla vücuda gelmiş değildir. İstiklal Marşımız, milletimizin 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadığı özel bir tarihi sürecin ve bu sürece bizzat tanıklık eden, milletin acılarıyla, ızdıraplarıyla ve sevinçleriyle hemhal olan bir şairin kaleminden tabii olarak ortaya çıkmıştır. İstiklal Marşı’mızın yaşanan bir tarihin ve doğal bir sürecin sonucunda ortaya çıktığını onu dinleyen milletimizin her ferdi, gönlünde ve zihninde uyandırdığı duygu ve düşüncelerden anlayacaktır. “Mehmet Akif Ersoy ilk mısrayı yazdıran duyguyu Eşref Edip’e şöyle anlatmıştır; “Boş odaya girdiğimde benim bugünkü sıkışıklığımda bir Müslüman daha yaşadı mı diye düşündüm. Ülkenin her yanı düşmanla boğuşuyor diye düşünürken Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye yanında sadece Hz. Ebubekir ile Hicret’ini hatırladım. Ebu Cehil’in yanında binlerce insan vardı. Mağaraya sığındıklarında Ebubekir’in endişelendiğini fark edince ‘La Tahzen! İnnALLAHe-l meana! “Korkma Ya Ebubekir. Allah bizimledir.” deyişini hatırladığım zaman Peygamberimizin daha büyük bir zorlukta teslim olmayışı aklıma geldi ve böylece ilk mısrayı yazdım.” Diyerek Eşref Edip’e hatırasını nakletmiştir.  İstiklal Marşımızın bir müsabakayla başlayan ve Büyük Millet Meclisi’nde kabulüyle sonuçlanan aşamalar bu açıdan bakıldığında fiili durumun resmileşmesi dışında bir anlam ifade etmez. Hepimiz biliyoruz ki, bu müsabaka daha açılırken böyle bir marşı ancak Mehmet Akif Ersoy’un yazabileceği bilinmektedir. Bir bakıma bütün bu resmi uygulamalar Mehmet Akif Ersoy’un milletiyle birlikte yaşadığı tarihi bir süreç içerisinde zihninde ve gönlünde olgunlaştırdığı dizelerin kağıt üzerine dökülmesine vesile teşkil etmiştir. Zaten kendisine hasta yatağında İstiklal Marşı’yla ilgili bir soru yöneltildiğinde verdiği cevap bu açıdan manidardır: “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın!”Değerli Misafirler, bu söz tek başına, İstiklal Marşımızın daha önce ifade ettiğim dönemin pratik bazı ihtiyaçlara cevap vermek kaygısından değil, tarihi bir tecrübenin sonucunda ortaya çıktığını ne güzel ifade etmektedir. Büyük Şair çok iyi bilmektedir ki, kaleme aldığı marşın her kıtasında milletinin ayrı bir vasfı yer almakta ve her mısrasında yaşanan tarihi süreç ifade edilmektedir. Bu marşın tekrar yazılması demek, o tarihi tecrübelerin tekrar yaşanması, tarihin tekerrür etmesi demektir ki; bütün bu zor günleri yaşayan ve milletine âşık olan bir şair için bu hiç de arzu edilecek bir temenni değildir. Değerli Misafirler; İstiklal Marşımızın on kıtası başlı başına milli ve tarihi bir manifestodur. Bu açıdan marşımızın muhtevasının anlamlandırılabilmesi, onu doğuran tarihi koşulların iyi bilinmesiyle mümkün olacaktır. Milli marşımız, dün ve bugün arasında tarihi bir köprü vazifesi görmektedir.Değerli Misafirler; Bir milletin yeniden diriliş destanının şairi olan Merhum Mehmet Akif, İstiklal Marşını, “artık milletindir” diyerek Safahat’ına almamıştır. Ayrıca, bu marşı yazmasına karşılık verilen ödülü ihtiyacı olmasına rağmen bir hayır kurumuna bağışlamıştır. Yine hepimiz biliyoruz ki, Ankara’nın soğuk günlerinde sırtındaki paltoyu çıkarıp cephedeki Mehmetçiğe göndermek gibi büyük bir fedakârlığı ve âlicenaplığı göstermiştir. Nasıl ki,kaleme aldığı milli marşımızın her satırında bu milletin bireylerinin alması gereken dersler var ise, Büyük Şair’in hayatının her safhasında, yazdıklarının her satırında bizim için alınması gereken dersler; okunması gereken ibretlik tablolar vardır.  Değerli Misafirler; Milli şairimizin hayat hikayesi okunduğunda, karşımıza,  milletinin en zor günlerine tanıklık etmiş; milletini içine düştüğü badirelerden kurtarmak için çırpınan, onun dertleriyle dertlenen ve bu uğurda varını yoğunu ortaya koyan; bütün bu yaşananları en güzel şekilde ifade edebilen sağlam karakterli, imanlı ve kamil bir insan karşımıza çıkacaktır. Bugün bizlere düşen,  Milli Şair’in hayatından dersler çıkarmak, milli marşımızın muhteva ve manasını en güzel şekilde idrak etmek ve milli marşımızı milletin milli birlik ve beraberliğinin bir sembolü olarak her zaman muhafaza etmektir. Sevgili gençler, İstiklâl Marşını sevmek, ülkemizi sevmektir,İstiklal Marşını coşkuyla söylemek, ülkemize , bağımsızlığımıza sahip çıkmaktır.Bağımsızlığınıza sahip çıkmak ise, onurumuza sahip çıkmaktır.İstiklâl marşı ve bayrak törenlerinde bizlerin göstereceği ciddiyet ve coşkunun derecesi bize bırakılan yüce mirasa ne denli sahip çıktığımızın göstergesi olduğundan; bayrak törenlerine karşı her zamankinden daha duyarlı olmak, bağımsızlık sevdası ile bu toprağa düşmüş şehitlerimize karşı boynumuzun borcu olmalıdır. Sözlerime burada son verirken İstiklal Harbimizin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy’u,ve bu vatan uğrunda toprağa düşmüş bütün aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum…”

 

              İMKB Anadolu Lisesi  tarafından hazırlanan slayt gösterileri sunuldu, öğrencilerin okuduğu şiirler, tiyatro gösterisi yapıldı. Daha sonra ilde yapılan Mehmet Akif Ersoy’u Anma ve İstiklal Marşının kabulü ile ilgili yarışmada dereceye giren öğrenciler ödüllendirildi.Ödülü vali yardımcısı Bilgehan Karanfil verdi.
İMKB Anadolu Lisesi  tarafından hazırlanan orotorya dinleyenleri duygulandırdı.Program sonunda Milli Eğitim Müdür Hakan Cırıt,okul müdür Yılbay Güngör’ü öğretmen ve öğrencileri tebrik etti.

12-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-201612-03-2016

Emek Mah. Bahçeli cad. No 3 - 0476 280 76 00

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.